TARİHE YÖN VEREN LİDERLER

Milyonlarca insanı öldüreni de dünyayı korkudan titreteni de var; yaptıkları reformlarla demokrasinin temellerini atan, insanları özgür kılan da. Geçmişten bugüne kadar işte tarihin akışını değiştiren liderler;

Bazıları antik çağların, bazıları Ortaçağ Avrupası'nın bazıları da modern çağımızın en önemli liderleri oldular.


İşte geçmişten günümüze tarihin en önemli liderleri;
Fatih Sultan Mehmet

Babası İkinci Murat’ın ölüm haberi üzerine atını Edirne’ye koşan ve hiçbir direnişle karşılaşmadan Sultanlığını ilan eden İkinci Mehmet, henüz 21 yaşında bir çağın ve bir İmparatorluğun sonunu getirerek dünya tarihine damgasını vurdu. Bizans İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopoli'de gemileri karadan Haliç Körfezi'ne taşıyan Sultan, dönemin en büyük topunu döktürerek askeri kabiliyetlerini ortaya koydu. İki aydan daha kısa bir sürede yeni adıyla İstanbul’u ele geçirmek gibi inanılmaz bir başarı gösteren Fatih Sultan Mehmet, sadece askeri gücü ile var olan bir lider değildi. Çok iyi eğitim görmüş olan Sultan İkinci Mehmet, yedi dil konuşur, Arapça ve Farsça'dan çevrilmiş felsefi eserleri okumaktan hoşlanırdı. Bilime çok düşkün olan Sultan, özellikle astronomiye ilgi gösterirdi. Döneminde İstanbul’a birçok bilgin ve düşünür getirtmişti. 1480 yılında İtalya’yı işgal eden ve Roma’yı ele geçirmek istediği düşünülen Fatih Sultan Mehmet, bir yıl sonra halen nedeni tartışılan ölümüyle hayata gözlerini yumdu.



Büyük İskender

Acımasız ve efsanevi askeri taktikleri ile Büyük İskender, adını tarihe en iyi askeri kumandanlardan biri olarak yazdırdı. Darios’un barış teklifine rağmen Gaugamela Savaşında onun sonunu getiren Büyük İskender, Asya fethine başlaması ile ordusunun isyanları ile karşılaşmış, Anadolu’ya geçişinin ardından bir daha Makedonya’ya dönemeden, 27 yaşında ölmüştü.

Hannibal
M.Ö. 248 senesinde doğan, dünya tarihinin en büyük askeri dehalarından biri olan Kartacalı kumandan Hannibal, verdiği karar ile İkinci Pön Savaşları'nda neredeyse dize getirdiği Roma İmparatorluğu'nun yok olmasını önleyen insan oldu. Hannibal’in birçok farklı medeniyetten insanla mükemmel anlaşabilmek gibi bir yeteneği vardı. Ordularının neredeyse tamamı farklı dil ve kültüre sahip paralı askerlerden oluşuyordu. Hannibal, M.Ö 218 senesinde 50 bin kişilik ordusu ve savaş filleri ile Alpleri geçerek İtalya’ya ilerledi. Alpleri geçişi ordusunun yarısından fazlası yok etti ancak, Hannibal her geçtiği yerde diplomatik kabiliyetleri ile asker toplamayı başardı.

M.Ö. 216 baharında kazandığı zaferler ile Roma’ya iyice yaklaşan Hannibal, Cannae Savaşında 70 bin kişilik Roma ordusunu yok ederek şehrin surları arasındaki tüm engelleri ortadan kaldırdı. Hannibal, yapılması halinde yıllar sürecek Roma kuşatmasını komutanlarının tepkilerine rağmen reddetti ve 100 bin nüfuslu şehrin yanından geçip gitti. M.Ö. 206 senesindeki Zama Savaşında Scipio Africanus’a yenilen Hannibal, sonuna giden yolu başlatmış oldu.
Jül Sezar

Roma İmparatorluğu'nun ilk imparatoru olan Sezar, M.Ö 27 senesinde İmparator oldu. Gelecekte Sezar adı, kendisinden sonra gelen tüm imparatorlara verilen isim oldu. Ömrünün sekiz senesini geçirdiği Galya’yı Alesia savaşı ile dize getiren askeri taktik dehası Sezar, Roma’da patlak veren iç savaşta Pompey’e üstünlük sağlamaktan da geri kalmadı.
Cengiz Han

Tarihe acımasızlığı kadar büyük başarıları ile geçen bir lider olan Cengiz Han, Orta Asya’da doğan en büyük güç, Moğol İmparatorluğu'nun kurucusuydu. Asya’daki Moğol kabilelerini bir araya getirerek kurduğu Moğol İmparatorluğu ile bitmek bilmeyen seferlere başlayan Cengiz Han, önüne çıkan tüm kentleri kılıçtan geçirerek Batı’ya kadar uzanan bir korku yaratmıştı.


Mustafa Kemal Atatürk
11 Ocak 1905 tarihinde Harp Akademisini bitiren Mustafa Kemal, orduya kurmay yüzbaşı olarak katıldı. İlk olarak Suriye’de, ardından 1911 senesinde tabur komutanı olarak Trablusgarp’ta savaştı. Çanakkale Savaşı'nda1915 yılında müttefiklere geçit vermeyen Mustafa Kemal, 1916’da Muş, Bitlis ve Van’ı Rus işgalinden kurtardı. Bir yıl sonra korgeneral rütbesine yükseldikten sonra Filistin cephesinde Arapları yanına alan İngilizlere karşı müdafaa yaptı.

Birinci Dünya Savaşı'nın ardından işgalci karıncalar gibi Anadolu’ya yayılan ittifak ülkelerine dur diyen yine Mustafa Kemal’di. Samsun’a 1919’da geçişinin ardından Erzurum ve Sivas kongrelerini düzenleyen Mustafa Kemal, milli mücadelenin planını çizdikten sonra Ankara’da TBMM’yi açtı. Sakarya ve Dumlupınar Medyan Muharebelerinde yenilen Yunanlıları Büyük Taarruz ile Anadolu’dan çıkaran Mustafa Kemal, İngiliz, Fransız, İtalyanlar dâhil olmak üzere tüm Anadolu’yu düşman kuvvetlerinden temizledi.

Mustafa Kemal 1923 yılında, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Ekonomik, politik ve sosyal alanda yaptığı reformlar ile Türkiye’nin kalkınmasında ilk adımı atan Atatürk, döneminde oldukça ünlü bir insandı. Birinci Dünya Savaşı'nda Bolşevik rejimini yıkan Çanakkale zaferi ve Suriye cephesinde dağılmakta üzere olan ordusu ile yaptığı müdafaa ününü tüm dünyaya yaymıştı.

Birinci Elizabeth

İngiltere ve İrlanda’nın tahtına 1558 yılında oturan Birinci Elizabeth’in lakabı Bakire Kraliçeydi. Sebebi ise ömrü boyunca hiçbir krala bağımlı kalmamış olmasıydı. Kraliçe Elizabeth dünyanın kadınların yönetimini bilmediği bir dönemde en güçlü kadın olarak kendini göstermişti. Onun dönemine kadar kadınlar kralların eşleri olmaktan öteye gidemiyorlardı. Yaşadığı dönemde evliliği Avrupa’nın önemli konularından biri olan Elizabeth, İkinci Philip, Avusturya Arşidük’ü Charles, Fransız Anjou Dükü Henri ve kardeşi François’nın da aralarında bulunduğu birçok erkeği reddetmişti.


Napolyon
Politika ve savaşa doymak bilmeyen bir lider olan Napolyon, Fransız Devrimi ardından Fransa’nın İmparatoru olmuştu. Osmanlı’yı müttefik yapmak için uzun süre uğraşan Napolyon’un, III. Selim’e yazdığı mektup ünlüdür. Devrimin ardından tek öğün yemekle geçinmeye çalışan Fransa’da birçok reform yapan Napolyon, merkezi yönetim ve vergi, eğitim sistemi gibi birçok alanda gelişim sağlamasının yanında; ülkenin yol ve kanalizasyon sistemleri gibi altyapı çalışmalarını da başlattı. Kamu alanında Napolyon yasaları, askeri alanda ise Napolyon taktikleri ile ülkesini yönlendiren Napolyon, 1812’de Rusya işgali ile gücünü yitirmeye başlamış, son şansı Waterloo’da aldığı yenilgi ile Avrupa sahnesinden çekilmişti.

Abraham Lincoln
ABD’nin 16’ıncı başkanı olan Abraham Lincoln, ülkesinin en zor döneminde, İç Savaş esnasında başkanlık yapmıştı. Ülkesinin en bunalımlı döneminde tek parça halinde kalabilmesi için büyük uğraş veren Lincoln, köleliği kaldırması ile dünyanın kaderini değiştiren insanlardan biri oldu. Amerika’nın ilk vergi gelirini düzenleyen ve ulusal bankacılık sistemini oluşturan Lincoln, Şükran Günü’nü ilk uygulayan insan olarak Amerika’nın ekonomik ve sosyal hayatına önemli etkide bulunmuştu. Yedi yüz binden fazla insanın öldüğü iç savaşın ardından ekonomi başta olmak üzere ülkesinin yaralarını sarmaya başlayan Lincoln, reformlarına fazla vakit bulamadan, Konfederasyon fanatiği tiyatrocu John Wilkes Booth tarafından öldürüldü.

Vladimir Lenin
Demokratik eğitim için mücadele veren bir fizik öğretmeninin oğlu olarak dünyaya gelen Vladimir Ilyich Ulyanov, babasını beyin kanamasından kaybetti, erkek kardeşi Çar Üçüncü Aleksandr’ın suikastına karıştığı gerekçesiyle idam edildi, kız kardeşi sürgüne gönderildi. Parçalanmış aile yapısı hayatını çok etkileyen Lenin, 1892’de St. Petersburg üniversitesinde hukuktan mezun oldu. Üniversite sonrası yıllarda Marksist hareketlere katılan Ilyich Ulyanov, yazdığı makale ve kitaplarda Lenin adını kullanmaya başladı. Rusya Sosyal Demokrat Partisine katılan Lenin, 1902 senesinde yayınlanan “Ne Yapmalı?” adlı eseriyle Çarlık Rusya’sında bir anda tanınan ve dinlenen bir kişi olmayı başardı.

Üç sene sonra Sosyal Demokrat Partinin başına geçen Lenin, Avrupa’daki faaliyetlerine başladı. Birinci Dünya Savaşı'ndaki barış hareketleri ile Almanya ile olan savaşın sona ermesini sağlayan Lenin, 1917 yılındaki Şubat Devrimi ardından Halk Komiserleri Konsey Başkanı seçilen Lenin, derhal eğitim, sağlık ve ekonomi alanlarındaki reform çalışmalarına başladı. Ülkesindeki iç savaşı 1920’de sonlandıran Lenin, 1922’deki suikast girişiminden sonra felç geçirdi. Lenin'in 1924 yılındaki ölüm nedeninin aynı neden olduğu ileri sürülse de, bu konuda kesin bir bilgi yok.

Churchill

İngiltere’de köklü bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Churchill, gençliğinde asker üniforması altında Küba, Hindistan ve Afrika’da görevlerde bulundu ve önemli askeri tecrübe edindi. İngiltere’ye dönüşünde ise parlamentoya girdi. Churchill başarılı bir politikacı olmasına rağmen alkol sorunu ön plana çıkıyordu. Baskın karakteri ile ön planda kalmayı başaran Churchill, kendi planı olan ve sorumluluğu üzerine kalan Çanakkale felaketi ile kendi kendini bitirdi. İkinci Dünya Savaşı olmasaydı, belki de adı hatırlanmayacaktı.


 Hitler
Hitler nefret edilebilecek bir adam belki, ya da faşist olanlar için tapılacak bir adam. Ama Hitler kim ne derse desin bence büyük lider. Çocukluğundan gençliğine, askerliğinden führerliğene kadar farklı olmuş bir adam, Hitler.Alman İşçi Partisi katılması ve burada yükselmesi pek zaman almadı. Kısa bir sürede artık Alman İşçi Partisinin lideriydi ve adını daha sonra kısaca NAZİ olaraka anılacak olan Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi olarak değiştirdi.Yenilginin altında ezilen bir halkı olan ve Yahudilerin her şeyi ellerinde tuttuğu bir ülkeydi Almanya o yıllar. Hitlerin ilk çıkışı da Almanyayı 1. Dünya Savaşı sonrasında imzalanan Versay Antlaşmasının ezikliğini Almanya'nın üzerinden atmak ve Almanya'yı eski günlerine geri döndürmekti. Ancak uzun bir süre destek bulamadı okumuş ve sanatta da ileriydi Almanya yani bilinçliydi Almanya ve iknası zordu. Oyların düşük olması Hitleri durdurmadı darbe teşşebbüsünde bulundu ve başarılı olmayınca yakalanıp hapse atıldı. Burada meşhur Kavgam'ı yazdı. Kavgam bundan sonra NAZİ lerin yol haritası oldu.
Tabi Hitler ertesi sene hapisten çıktı ve yoluna devam etti. Uzun bir süre çok düşük oylarla götürdüler seçimleri. Ancak Büyük Buhranın çıkması ve Almanya'nın durumunu iyice kötü bir hale gelmesi ve Yahudilerin düzeninin hala sürmesi, gözlerin bu konuda vurgular yapan Hitlere çevrilmesine neden oldu. Durumu kötü olanlar çoğalıyor yani Hitler'in etki alanı artıyordu. Uyanıktı ve bu durumu çok iyi değerlendirmeyi bildi. NAZİ lerin oyları artık yüzde 37di ve parlementoda en çok sandalye artık onlara ait demek oluyordu.



Post a Comment

Previous Post Next Post